Hiper enflasyon, bir ekonomide fiyatların kısa sürede kontrolsüz şekilde ve çok yüksek oranlarda artması durumudur. Genellikle aylık enflasyon oranının %50’yi aşması hiper enflasyon olarak kabul edilir. Bu süreçte para biriminin değeri hızla düşer, halkın alım gücü dramatik biçimde azalır ve ekonomide büyük bir istikrarsızlık yaşanır. Hiper enflasyon, çoğunlukla kötü yönetilen ekonomik politikalar, aşırı para basımı ve siyasi krizler sonucunda ortaya çıkar.
Tarihte hiper enflasyonun en bilinen örneklerinden biri 1920’lerde Almanya’daki Weimar Cumhuriyeti’dir. Birinci Dünya Savaşı sonrası ağır savaş tazminatları ödemek zorunda kalan Almanya, bütçe açığını kapatmak için para basmaya başladı. Kısa sürede enflasyon kontrolden çıktı ve halk, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için el arabaları dolusu para taşımak zorunda kaldı. Ekmek fiyatları bir gün içinde birkaç katına çıkıyordu.
Bir diğer çarpıcı örnek 2000’li yıllarda Zimbabve’de yaşandı. Ülkenin ekonomik yönetimindeki hatalar, tarım sektöründeki çöküş ve siyasi istikrarsızlık sonucunda yıllık enflasyon oranı 2008’de %79,6 milyara ulaştı. Bu dönemde 100 trilyon Zimbabve doları değerinde banknotlar basıldı ve halk takas ekonomisine yönelmek zorunda kaldı.
Yakın tarihte ise Venezuela hiper enflasyonun tipik örneklerinden biri oldu. Petrol gelirlerine bağımlı olan ülke, düşen petrol fiyatları ve ekonomik kötü yönetim sonucu 2010’lu yıllarda hiperenflasyon sürecine girdi. Temel ihtiyaç ürünlerinin fiyatları hızla yükselirken halkın büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altına düştü.
Hiper enflasyonun en büyük etkisi, ekonomik sistemin işlevsiz hale gelmesidir. Paranın değeri düştüğü için insanlar mal ve hizmetlere erişmekte zorlanır, tasarruflar erir ve yatırım ortamı tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle hiper enflasyon, bir ülkenin ekonomik ve sosyal düzeni üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurur.
Share this content: